Geldim olm. Gittiğimiz o yerlerde seninle beraber olmanın bir yolu oldu. Gidiyorum, rüzgarla sen geliyorsun. Anlatıyoruz, bazen gülüyoruz. Bazen ağlatıyorsun filan. Bazen gözlerim şişiyor.... Neyse Demirkazık zirveye az kala dönmüştük ya, hah orada buluştuk bu sefer. Önce biraz korktum esen rüzgarla, sonra alıştım. Hızla tırmandım. Bir ara "çıkmaya çıkıyorum da ip yok nasıl ineceğim ben buıradan yau?" diye endişelendim. Hadi tamam "resmen sıçtım" dedim. Zirveye varınca eskiden baktığımız gibi oradan etrafa baktım. Kızılkaya ya vay vay a emler'e sematepe'ye yasemin geçidine filan baktım. İnince farkettim Hasan dağı ve Erciyes e bakmamışım. Zirve'de; "ne muhteşem değil mi ?" derken yakaladım kendimi. İlk Kızılkaya zirvesinde sen söylemiştin böyle. Doya doya baktım etrafa ve zirve defterine bir şeyler karaladım. Biraz ağladım, burnumu çektim. Ve dönüşe doğru yollandım. İniş beklediğimden kolay oldu . Seninle iple inmiştik ama bu kez tek başıma ipsiz inmek zorundaydım. Neyse be olm indim işte. Sen rüzgar ve ben 30 dakika geçirdik.
Bir dahakinde görüşürüz olm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder