Anıl BAKAR

Anıl BAKAR

40

9 Ağustos 2018 Perşembe



Ara sıra buraya yazıyorum ki, sık sık kendi kendime seninle konuştuğum için deli sanılmayayım. Geçen zaman içinde şöyle bir şey oluşmuş: Bu dünyanın güneşi suyu dağı taşı ağacı yaprağı kuşu böceği ne varsa yani insandan gayri seni anımsatıyor. Neden bu kadar güçlü bu duygu onu da anladım; yaşam kaygısı güderken oralarda her şey daha anlamlı oluyor. uçuruma düşene elini uzatıp çekmişsin gibi. halbuki öyle aman aman bir yaşam kaygısı olmuyordu ama ne de olsa şehirliydik. barınaktan uzaklaştığımız her an tehlike demekti.
Ne olmuş o zamanlar ? Dünyanın meşgalesi yağan yağmurla atılmış üstümüzden, dert dediğin sucuk olup doğranmış, ateşle tütsülenmiş. kalmamış geriye hiçbir şey. Elimi batırdığım kum gibi dağılmış istenmeyen ne varsa.
Bugün oturmuş bunları düşünürken şu an 40 yaşında olduğun da geldi hatırıma. tabi ardından sakalında beyaz olmuş muydu, saçlar seyrekleşmiş miydi ,  aynı işte miydi , gidiyor muyduk oraya buraya, beraber bi tatile çıkabilmiş miydik gibi şeyler geliyor aklıma. Belki de evlenmiştin lan. bebek yüzünden uykusuzdun bu aralar belki.
Neticede Ölüm diye bir şey varken delirmemek elde değil olm. Ama ne menem bir organizmaysak artık onu bile yok sayıyoruz ya vallaha bravo.

1 yorum

  1. Dünde 19.08.2019 tarihinin üzerinden bir kere daha Anılsız geçmiş olduk.Giden gelmiyor sonuçta. Sen o acıyla o dipsiz hasretle öyle debeneip duruyorsun. Bazen burnun direği çöküyor sızıdan , tutamıyorsun gözünün yaşını öyle akıp gidiyor. Zaman gibi tutamıyorsun.
    Ve hiçbirşey değişmiyor "var olanla" "olmayan" üzerne duyguların. Yaşarken; sinirlenip - sevdiğin yokken ; özleyip- hasrete gömdüğün bir sürü duygu gibi hiç bişey değişmiyor.....

    YanıtlaSil

 

Çok okunanlar