Anıl BAKAR

Anıl BAKAR

730 gün

26 Ağustos 2014 Salı


Son zamanlarda daha da özler oldum niyeyse. Bir yandan da rahatlama var sanki. Yapageldiğimiz şeyleri yapmaktan zevk alır oldum. Daha öncesi acı verirdi şimdi gülümsetiyor. Oralardayken filan bir de rüzgar estim mi yüzüm gülüyor. Kapatıyorum gözlerimi ... işte tamam. 
2 yıl oldu olm. Hep bir bekleme anındayız ya gideli beri ona da alıştım biraz biraz. Beklersem bekliyorum işte noolmuş diyorum, yapma bunu enişteee diyorsun. Göz göze geliyoruz , hadi gidelim diyoruz. Kalkıyorum duruyorsun orada  , Dönüyorum geriye saçlarını seviyorum.

Geldim olm

6 Ağustos 2014 Çarşamba



Geldim olm. Gittiğimiz o yerlerde seninle beraber olmanın bir yolu oldu. Gidiyorum, rüzgarla sen geliyorsun. Anlatıyoruz, bazen gülüyoruz. Bazen ağlatıyorsun filan. Bazen gözlerim şişiyor.... Neyse Demirkazık zirveye az kala dönmüştük ya, hah orada buluştuk bu sefer. Önce biraz korktum esen rüzgarla, sonra alıştım. Hızla tırmandım. Bir ara "çıkmaya çıkıyorum da  ip yok nasıl ineceğim ben buıradan yau?" diye endişelendim. Hadi tamam "resmen sıçtım" dedim.  Zirveye varınca eskiden baktığımız gibi oradan etrafa baktım. Kızılkaya ya vay vay a emler'e sematepe'ye yasemin geçidine filan baktım. İnince farkettim Hasan dağı ve Erciyes e bakmamışım. Zirve'de;  "ne muhteşem değil mi ?" derken yakaladım kendimi. İlk Kızılkaya zirvesinde sen söylemiştin böyle.  Doya doya baktım etrafa ve zirve defterine bir şeyler karaladım. Biraz ağladım, burnumu çektim. Ve dönüşe doğru yollandım. İniş beklediğimden kolay oldu . Seninle iple inmiştik ama bu kez tek başıma ipsiz inmek zorundaydım. Neyse be olm indim işte. Sen rüzgar ve ben 30 dakika geçirdik. 
Bir dahakinde görüşürüz olm.

 

Çok okunanlar